Elma A, B1, B2,B3, C ve E vitamini içerir. Fosfor, magnezyum, potasyum ve protein taşır. Savunma sistemini güçlendirir. Suyu ve kompostosu ishale iyi gelir. Karaciğeri kuvvetlendirir. Cilde zindelik verir. Mide ve bağırsak rahatsızlıklarında fayda sağlar. Parazitleri döker. Elma suyu kan şekerini kontrol altında tutar. Kolesterolü düşürür. Damar sertliğini önler. Tansiyonun yükselmesini önler. Elma suyu baş ağrısını azaltır. Ağız kokusunu giderir. Ekşi elma şekeri düşürür. Kan yapıcı ve hazmı kolaylaştırıcı özelliği de vardır. Elma sirkesi kolesterolü düşürür.
Mercimek B vitamini, fosfor, demir ve protein yönünden zengindir. Cilde renk verir. Zindelik sağlar. Kalsiyum içerdiğinden kemikler için faydalıdır. Öksürüğe iyi gelir. Yorgunluğu giderir, sinirleri yatıştırır. Kan yapar. Anne sütünü artırır. Kasları ve gözü kuvvetlendirir. Zekâyı artırır.
Buğday B1, B2 ve C vitamini ile potasyum, fosfor, kükürt, magnezyum, klor, sodyum, demir, çinko, mangan, bakır, nikel, selenyum, iyot içerir. Enerji kaynağıdır. Kolestrole ve kabızlığa faydalıdır. Radyasyonu emer. Aynı şekilde arpa, çavdar, yulaf gibi tahıllar çok besleyicidir.
Pirinçte B1, B2 vitaminleri kalsiyum, fosfor, demir gibi mineraller bulunur. Buğdaydan sonra en besleyici gıdadır. İshale iyi gelir. Üreyi düşürür.
Ebegümecide A, B ve C vitaminleri bulunur. Bağırsakları çalıştırır.
Enginarda A, B ve C vitaminleri bulunur. Damar sertliğini önler. Cinsel isteksizliği ortadan kaldırır.
Pastırmada A, B1, B2, B6, C ve E vitaminleri ile kalsiyum, magnezyum, demir, fosfor, potasyum ve soyum gibi mineraller bulunur. Beden gücü kullanılan işlerde çalışanlar için güçlü bir enerji kaynağı olan pastırma etten daha fazla kalori ve besin değeri içerir. Pastırma diğer etlere göre daha az su içerir. Bol miktarda albümin içeren pastırma ülkemizde en çok Kayseri’de üretilir. Çiğ eti baharatlarla kaplayıp tuz yardımıyla (çemenleme) güneşte kurutulması sonucunda elde edilir. İlk olarak Orta Asya’da Hunlar tarafından yapıldığı bilinen pastırma, uzun yıllar Türk mutfağının vazgeçilmez parçalarından biridir. Geçmişte savaşlar sırasında askerlerin yanına konserve ile birlikte aldıkları başlıca besin kaynakları arasında yer alıyordu. Zorlu koşullarda askerlerin ve süvarilerin daha güçlü ve dayanıklı olmalarını sağlamak amacıyla pastırma tüketildiği biliniyor.
Çemenleme pastırmanın kendine özgü tat, aroma, renk ve lezzet kazanmasını sağlamak amacıyla yapılan bir tür soslama işlemidir. Çemenleme işlemiyle sağlanan faydalar; pastırmayı dış etkenlere karşı koruma, pastırmanın fazla kurumasını önleme, lezzeti artırma, pastırmanın hava ile temasını önleyerek kokuşma, bozulma ve küflenmeyi önleme ve içerdiği yüksek orandaki sarımsağın bakterisid ve fungusid etkisinden faydalanma şeklindedir.
Çemen; metabolizmayı kuvvetlendirir. Cinsel gücü artırır. İştahı açar. Taşıdığı müsilajdan dolayı yumuşatıcı ve balgam sökücü olarak kullanılmaktadır. Kan şekerini ve kolesterolü düşürür. Ağrı kesicidir. Romatizma, siyatik ve gut gibi rahatsızlıklarda faydalıdır. Vajinal yaraları tedavi eder. Göğsü yumuşatır. Vücuda rahatlık verir. Eski devletlerde Asya memleketlerinde şehvet artırıcı ve cesaret verici olarak kullanılırdı. Aynı zamanda raşitizm, tüberküloz ve anemide kullanılmaktadır. Çemenin kaynağı buy otunda fosfor yönünden çok zengin reçine, potasyum, demir, kalsiyum gibi madensel tuzlar, protein, B, PP, C vitaminleri bulunur.
Ancak içerdiği tuz nedeniyle, özellikle tuz kısıtlanması gereken durumlarda kullanımına dikkat edilmelidir. Bir diğer dezavantajı da, içerdiği sarımsak nedeniyle ağız hatta ten kokusunu bile değiştirmesidir.
Ama Kayseri’li ne olursa olsun pastırmadan asla vazgeçemez.
Yoğurt ve süt A, B2, B12, folik asit ve kalsiyum yönünden zengindir. Sinirleri ve enzimleri harekete geçirir. Kemikleri güçlendirir. Kan yapar. Büyümede yardımcı olur, göze faydalıdır. Yoğurt ağız kokusunu giderir. Suyu kesinlikle dökülmemelidir. Mutlaka birlikte yenmelidir.
Sütte bol miktarda D vitamini vardır. Her gün düzenli 1 bardak süt içen erkeklerin prostat kanserine yakalanma riski 2 kat daha azdır. Ayrıca C vitamini bulunur.
Bezelyede A, B, B1, B2 ve c vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, demir mineralleri bulunur. Proteini fazladır. Kansızlığı ve kabızlığı önler. Anne sütünü artırır. Karaciğer ve safra kesesini düzene koyar.
Bakla el ve ayak titremesini giderir. Günde 250 gr. bakla yemek Parkinson hastalığının neden olduğu el ve ayak titremesini 4-5 saatliğine de olsa düzeltir.
Karalahanada B6, C ve U vitamini vardır. Ülsere ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir.
Şeftalide A, B3 ve C vitaminleri, folik asit, betakaroten ve potasyum vardır. Uykusuzluğu giderir, susuzluğu keser, kabızlığı giderir. Hazmı kolaylaştırır. İdrar söktürücü olması nedeniyle sabah aç karna yenir veya suyu içilirse kum ve taşı döker. Böbrek ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlar.Yaprakları dövülüp suyundan 1 çay kaşığı içilirse solucanları döker.
Leblebide B vitamini vardır. Kalsiyum, fosfat ve fosfor mineralleri içerir. Bitkisel proteindir. Midenin asit fazlasını alır, tokluk hissi verir. Rejim yapanlara bu nedenle çok faydalıdır. İçinde yağ oranı çok azdır. Anne sütünü artırır. Kavrulmuş kırık leblebi ve beyaz leblebi hamilelik dönemindeki sabah bulantılarını keser.
Karnabaharda A, B1, B2, B6, C, E ve K vitaminleri bulunur. Potasyum, fosfat ve fosfor mineralleri içerir. Sinirlerin ve beynin yıpranmasını önler. Kalp rahatsızlıklarına iyi gelir. Kabızlığı önler. Vücutta protein üretimini sağlar. Bağırsakları çalıştırır, idrar söktürür. Cinsel isteği artırır. Şeker hastalarına iyi gelir.
Kivide bol miktarda C vitamini vardır. Ayrıca a ve E vitaminleri de içerir. Sodyum, magnezyum, kalsiyum, demir mineralleri bulunur. Savunma sistemini güçlendirir.Bu nedenle grip, nezle,astıma faydalıdır. Lifli olduğundan kabızlığı önler. Tansiyon ve kolestrolü düşürür. İçindeki A vitamini gözlere faydalıdır. Ayrıca cildi besler.
Avokadoda E vitamini ve potasyum vardır. Dinçlik verir, kalbe iyi gelir. Hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur. Kolesterolü ayarlar. Depresyondan korur. Avokado kısa süreli hafıza için faydalıdır. Çalışırken yenilecek yarım avokado yarar sağlar.
Rokada C, K ve P vitaminleri vardır. Hazmı kolaylaştırıp, iştah açar. Börekteki taşları döker. Üreyi önler.
Semizotunda A, B, C vitamini ve demir vardır. Kanamayı azaltır. Suyu bronşite iyi gelir. Kilo düşürür. İdrar söktürücüdür. İshal ve basura iyi gelir. Kum ve taşların dökülmesinde yardımcı olur. Uykusuzluğa ve sinirlere iyi gelir. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar açıcı özelliği bulunur.
Yumurta A, B1, D vitamini ve protein yönünden zengindir. Göz, kemik gelişimi, büyüme ve deri oluşumunda faydalıdır. Sarısı yağ içerir ve kolesterol yapar.
Muz A, B6, C ve folik asit yönünden zengindir. Ayrıca potasyum, magnezyum, fosfor, çinko, bakır da içerir. Sinir ve beyin yorgunluğunu giderir. Kalp, adet sancıları ve bağırsaklar için faydalıdır. Süt ile birlikte yenirse demir, kalsiyum verir. İshale iyi gelir. Mutluluk verir. Şeker hastaları yememelidir. Araştırmalara göre 2 muz yenildiği takdirde 90 dakikalık yorucu bir antrenmana yetecek kadar enerji desteği sağlıyor. Muzun daha birçok faydası var.
1. Depresyon
MIND adlı insan ruh sağlığı üzerine çalışan sivil toplum örgütünün İngiltere’de yaptığı araştırmaya göre depresyonda olan hastaların muz yedikten sonra daha iyi hissettikleri ortaya çıkmış. Bunun sebebi ise muzun “triptofan” içeriyor olması. “Triptofan”, proteinleri oluşturan 20 aminoasitten biri ve rahatlamayı sağlayan serotoninin üretilmesini sağlıyor.
2. Adet Belirtileri
Muzun içindeki B6 vitamini kandaki glikoz seviyesinin düzelmesini sağlıyor böylece özellikle duygusal belirtilerin azalmasına yardımcı oluyor.
3. Kansızlık
İçeriğindeki yüksek demir sayesinde kansızlığın giderilmesinde etkili olan hemoglobinin üretilmesine katkıda bulunuyor.
4. Kan Basıncı
Potasyum açısından zengin ve tuz açısından fakir olması sebebiyle kan basıncını düşürmeye yarıyor. Amerikan Yiyecek ve İlaç İdaresi muz endüstrisine, muzun kan basıncı ve felci engellediği yönünde iddialarda bulunmalarına izin vermiş.
5. Beyin
İngiltere’deki bir okulda 200 öğrencinin bir yıl içerisindeki sınav dönemleri boyunca öğünlerde muz yemeleri sağlanmış. Sınavlar sonrası yapılan incelemeler muzun göz bebeklerini uyarıp öğrencilerin daha iyi öğrenmelerini sağladığını göstermiş.
6. Kabızlık
Lif bakımından zengin olması sebebiyle laksatiflere gerek duymadan bağırsak hareketlerini normalleştiriyor.
7. Sinir sistemi
Muz, B vitamini açısından zengin bir meyve ve bu vitamin de sinir sisteminin sakinleşmesini sağlıyor.
8. Mide ekşimesi
Muz, vücutta doğal bir antiasit etkisi yarattığı için mideyi de rahatlatıyor.
9. Sabah bulantısı
Yemek aralarında muz yemek kan şekeri düzeyini yükselmesin yardımcı olup sabah bulantılarını engelliyor.
10. Sinek ısırığı
Sinek ısırıklarının sebep olduğu sislik ve kaşıntıya karşı bir çok insan muz kabuğu sürmenin şaşırtıcı derecede etkili olduğunu söylüyor.
11. Akşamdan kalmak
Akşamdan kalma durumunu en hızlı iyileştiren kürlerden biri de ballı ve muzlu süt. Vücudun tekrardan su kazanmasına yardımcı oluyor.
12. Ülser
Muzun yumuşak dokusu ve yapısı ülser gibi hastalıklarda tercih edilmesini sağlıyor. Ayni zamanda fazla asidi nötralize ederek ve mideyi sararak tahriş olmasını engelliyor.
13. Vücut sıcaklığı
Bir çok kültürde muz serinletici bir meyve olarak kabul edilmiş öyle ki Tayland’da bebek bekleyen annelerin muz yiyerek doğacak çocuklarının vücut sıcaklıklarını düşürdüğü söyleniyor.
Ve son olarak bir ekleme daha yapalım: Muz, elma ile karşılaştırıldığında 2 kat daha fazla karbonhidrat, 3 kat daha fazla fosfor, 5 kat daha fazla A vitamini ile demir içeriyor.
Pırasada A, B ve C vitaminleri ve kükürt vardır. Çiğ yenirse kan yapar. Damar sertliğini ve kabızlığı önler. Vücuda giren zehir, bakteri ve mikropların etkisini azaltır. Solucan düşürür.
Kerevizde A, B1, B2, B6 ve C vitamini vardır. Çiğ yenirse iştah açar. Bağırsak gazını alır. Cinsel isteksizliği önler. Böbrek ve idrar yollarındaki kumları döker. Sakinleştirici özelliği vardır. Kereviz çok faydalıdır. Yaprakları vücut direncini artırır.
Sodada bol magnezyum vardır. Sadece yumuşak su içmek yerine ara sıra maden suyu içmelidir. Sodaya yarım limon sıkıp içerseniz grip ve hazımsızlığa iyi gelir.
Akasya çiçeği yenirse bağırsak kurtlarını döker.
Fesleğen (reyhan), defne yaprağı ile birlikte kıyılıp kaynar suya atılıp 15 dakika bekletilip içine bal katılarak içilirse migrene iyi gelir.
Okaliptüs yaprakları ve kekik birlikte kaynatılıp buharı üzerine kalın bir battaniye örtülerek buharı solunursa gribe iyi gelir.
Çay barsak bozukluklarını giderir. Safra kesesi ve börek taşlarının oluşmasını önler. Harareti giderir. Yeşil çay prostat kanserini önler. Kolesterolü düşürür, damar sertliğine iyi gelir.
Ihlamur kaynar suda 2 dakika Kaynatılıp içine adaçayı ve zencefil eklenir. 15 dakika ağzı kapalı olarak demlenir. Bal ile tatlandırıp içilirse gribe iyi gelir. Öksürüğü yatıştırır, balgam söktürür.Ihlamur çayı boğazı yumuşatır, soğuk algınlığına iyi gelir,saçları gürleştirir.
Sinemaki bağırsakları çalıştırır. Keten tohumu, rezene ve sinemaki kaynar suya atılıp 15 dakika Demledikten sonra sabah aç karna içilirse kabızlığa iyi gelir.
Balda protein bulunur. Bal ve arı sütü hücreleri yeniler. Yaraların çabuk kapanmasını sağlar. Kekik ile yenirse astıma fayda sağlar. Mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Ülseri önler. Güçlü bir antiseptiktir. Saçları besler, dökülmelerini önler. Soğuk algınlığında etkilidir. Rahat bir uyku için yatmadan önce bir tatlı kaşığı bal yeterlidir.
Adaçayının idrar arttırıcı, gaz söktürücü ve ter kesici etkileri vardır. Boğaz ağrısına iyi gelir. Ilık adaçayı ile gargara yapılırsa fayda sağlar. Gece yatarken 2 çay kaşığı adaçayı haşlayarak içine biraz bal katarak bunu içerseniz uykusuzluğunuza çare olacaktır. Kırışıklıklar için de çok faydalıdır.
Zeytinde A, C ve E vitaminleri ile protein, kükürt, kalsiyum, klor, fosfor ve manganez vardır.
Zeytinyağı saç ve cildi besler, kırışıklıkları giderir. Damar sertliğini giderir. Bağırsakları çalıştırır. Enerji verir. Kabızlıktan şikayetçi olanlar kahvaltıdan 20 dakika önce 1 tatlı kaşığı içerlerse faydası olur. Safra taşlarına ve sarılığa iyi gelir.